Yoksulluk, insanlık tarihinin en acımasız gerçeklerinden biridir. Milyonlarca insan açlık, sefalet ve umutsuzluk içinde yaşam mücadelesi verirken, bu durumu normalleştirmeye çalışan bir anlayış hep var olmuştur: "Yoksulluk ilahi bir plandır." Bu anlayış, insanın acizliğini kabullenmesi ve değişim için mücadeleden vazgeçmesi gerektiği fikrini aşılamaya çalışır. Ancak bu, Hugo Chavez’in de söylediği gibi, büyük bir yalandır.
Venezüella’nın eski lideri Hugo Chavez’in şu sözleri bu gerçeği yalın bir şekilde ifade eder: “Tanrı açlık ve yoksulluk isteseydi, denizde balık, ormanda meyveler armağan etmezdi.” Bu söz, hem doğanın cömertliğini hem de yoksulluğun insan eliyle yaratıldığını gözler önüne serer.
Doğa Cömert, İnsanlar Eşitsiz
Doğa, insanlığa cömert davranmıştır. Denizler balıklarla, topraklar meyve ve sebzelerle doludur. Herkes için yeterince kaynak vardır. Ancak yoksulluk, bu kaynakların adil dağıtılmamasından kaynaklanır. Bugün dünya nüfusunun bir kısmı aşırı tüketim içinde yaşarken, milyarlarca insan temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumda. Bu, Tanrı’nın değil, insanların yaptığı bir tercihtir.
Kapitalist düzenin dayattığı ekonomik sistem, zengin ile fakir arasındaki uçurumu derinleştirmektedir. Az gelişmiş ülkelerin kaynakları sömürülmekte, emeğiyle geçinen insanlar düşük ücretlere mahkûm edilmektedir. Çoğu zaman bu durum, "kader" olarak adlandırılarak meşrulaştırılmaya çalışılır. Ancak bu kader değil, bir adaletsizliktir.
Sorumluluk Kimde?
Yoksulluk ilahi bir plan değilse, sorumluluk kimdedir? Yanıt açıktır: İnsanlığın kendisindedir. İnsanların oluşturduğu ekonomik sistemler, politikalar ve güç ilişkileri yoksulluğun asıl nedenidir. Adil bir dünya düzeni için mücadele edilmesi gerekir.
Bir düşünelim: Eğer yoksulluk kaçınılmaz bir gerçek olsaydı, neden bazı toplumlar diğerlerinden daha refah içinde? İskandinav ülkeleri gibi örnekler, adil politikalar ve sosyal devlet anlayışıyla herkesin insanca yaşayabileceği bir düzenin mümkün olduğunu kanıtlamaktadır.
İnanç ve Eylem
İnsanların inançları, hayatlarına yön verir. Ancak bu inançlar, adaletsizlikleri meşrulaştırmak için kullanılmamalıdır. Din, insanları yoksulluğa mahkûm eden bir sistemin savunucusu değil, aksine bu sistemle mücadele eden bir anlayışın temel taşı olmalıdır.
Hugo Chavez’in sözleri, doğanın bize sunduğu zenginliği hatırlatarak, yoksulluğun insan eliyle yaratılmış bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor. Artık bu büyük yalana karşı mücadele etme zamanı. Tanrı, insanlara akıl ve irade verdi. Bu irade, dünyayı daha adil bir yer haline getirmek için kullanılmalı. Çünkü yoksulluğu sona erdirmek bizim elimizde.
Sonuç
Yoksulluk ilahi bir plan değildir. O, adil olmayan sistemlerin, sömürünün ve umursamazlığın bir sonucudur. Doğa, insanlığa cömert davranmıştır; geriye bu cömertliği herkes için adil bir şekilde dağıtmak kalır. Bize düşen, bu adaletsiz düzeni sorgulamak ve daha eşit bir dünya için çalışmaktır. Çünkü asıl ilahi plan, herkesin insanca yaşayabileceği bir dünya yaratmaktır.
Yorum Gönder