Kendini Kandırmanın İnceliği: Cicero’nun İzinde


Hiçbir şey kendini kandırmaktan daha kolay değildir. İnsan, ruhunun derinliklerinde neye gönül vermişse tam da ona inanır. Cicero, bu veciz sözleriyle insan doğasının en zayıf noktalarından birini işaret eder: Kendini aldatma eğilimi. Peki, neden bu kadar kolay inanırız? Ve neden yanlış olduğumuzu görsek bile, gönlümüzün sesine kulak vermeye devam ederiz?

Cicero’nun yaşadığı dönem, Roma İmparatorluğu’nun ihtişamının yanı sıra büyük kargaşalara da sahne olmuştu. İnsanlar güç, iktidar ve idealleri uğruna hem kendilerini hem de başkalarını kandırmaya meyilliydi. Cicero, hitabeti ve felsefi düşünceleriyle bu insani zaafı gözler önüne serdi. Ona göre, inandığımız şeyler çoğu zaman gerçeği yansıtmaz; yalnızca duygusal ihtiyaçlarımızın ve arzularımızın bir yansımasıdır.

Günümüzde bu sözlerin geçerliliği azalmış değil. Sosyal medya çağında herkes kendi doğrularını yaratıyor. Bilgi kirliliği, bireylerin kendilerini yanıltmasını daha da kolaylaştırıyor. İnsanlar, sevdikleri bir fikri ya da ideolojiyi doğrulamak için yalnızca kendi görüşlerini destekleyen içerikleri tüketiyor. Böylece, gerçeklik yerine, gönül verdikleri bir dünyada yaşamayı tercih ediyorlar.

Ancak Cicero’nun vurguladığı bir diğer nokta da şu: Kendini kandırmak, kısa vadede huzur verse de uzun vadede hayal kırıklığına neden olur. Çünkü gerçekler, er ya da geç kendini dayatır. Bu yüzden, insanın kendine karşı dürüst olması, gerçeği araması, hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük bir erdemdir.

Sonuç olarak, Cicero’nun bu veciz sözü, yalnızca bir eleştiri değil, aynı zamanda bir çağrıdır. Kendimizi kandırmaktan vazgeçmeli, gönlümüzü hakikate açmalıyız. Çünkü gerçek, bize her zaman daha sağlam bir zemin sunar. Bugünün karmaşasında, belki de Cicero’nun felsefesine kulak vermek, bizi daha bilinçli ve olgun bireyler haline getirebilir.



YORUM GÖNDER

Daha yeni Daha eski