Hayat, insanı her köşesinde ayrı bir dersle sınar. Kimi zaman güvenimizi boşa çıkaran bir dost, kimi zaman yaralarımızı kanatan bir hatıra bize susmanın ne kadar kıymetli olduğunu öğretir. Bu söz, hayatın bu acımasız gerçeklerini belki de birkaç kelimeyle özetler: "Dilindeki sırrını, cebindeki parayı, kalbindeki yarayı kimseye söyleme."
Bir Dostun Hikâyesi
Ali, mahallede herkesin sevdiği, dürüstlüğüyle tanınan bir gençti. Çocukluğundan beri yanında olan en yakın arkadaşı Yusuf’a her sırrını anlatırdı. Onlar için sırların, güvenin bir nişanesi olduğunu düşünürdü. Günlerden bir gün Ali’nin başına büyük bir iş düştü. Maddi sıkıntılarla boğuşurken cebindeki son parayı da Yusuf’la paylaştı, ona yardım edeceğini umarak.
Ama ne oldu dersiniz? Yusuf, Ali’nin sırrını başkalarına anlattı, cebindeki paranın yetmediğini bile alay konusu yaptı. Daha kötüsü, Ali’nin bu zor günlerindeki yalnızlığını fırsat bilip arkasından işler çevirdi. O gün Ali anladı: sırrı da, parayı da, kalbindeki yarayı da saklamayı öğrenmek gerekiyordu.
Sırrın Kıymeti
Sır, insanın en mahrem hazinesidir. Dilimizden dökülen her kelime, doğru kişiyle paylaşılmadığında bir bıçak gibi sırtımıza saplanabilir. İnsanlar her zaman niyetleriyle hareket etmez; kimi zaman kıskançlık, kimi zaman çıkar ilişkileri güven duygusunu yıkar. Bu yüzden sırlarımızı herkese emanet etmek, bir anahtarı yanlış bir kilide sokmaya benzer.
Para ve İnsanın Gerçek Yüzü
Cebindeki parayı söylemek ise başka bir tuzaktır. İnsanların çoğu, cebinizde ne kadar para olduğunu bildiğinde ya kıskanır ya da yararlanmak ister. Bu durum, dostlukların maddiyata dayalı hale gelmesine neden olur. Paylaşmak güzeldir elbette, ama paylaşımın içten olduğu kadar düşünceli de olması gerekir.
Kalbindeki Yaranın Sessizliği
Belki de bu sözlerin en ağır kısmı, kalbindeki yarayı saklamaktır. Acılarımız, bizi biz yapan hikâyelerdir. Ancak herkes, yaralarımızı anlayacak kapasitede değildir. Bir başkasına açıldığınızda, yaranızın küçümsendiğini görmek ya da alay konusu olmak, acınızı ikiye katlar. Bu yüzden, acılarımızı hak eden insanlarla paylaşmak; kalbimizin sırlarını ise yalnızca zamana bırakmak, en doğru yoldur.
Hayata Bir Ders
Ali’nin yaşadıkları ve bu söz, aslında hepimize hayatın derin bir dersini anlatıyor: İnsanlar her zaman göründükleri gibi değildir. Güven, dikkatle inşa edilmesi gereken bir köprüdür. Dilimizdeki sırları, cebimizdeki parayı ve kalbimizdeki yaraları doğru kişilerle paylaşmak, bu köprüyü sağlam tutmanın yoludur.
Bazen sessizlik en güçlü silahtır. Sözleriniz, sırlarınız ve yaralarınız sizin kimliğinizdir; onları korumak, sizi güçlü ve dimdik tutar. Bu yüzden her zaman hatırlayın: Dilindeki sırrı, cebindeki parayı, kalbindeki yarayı kimseye söyleme…