Artık Hiçbir Şeyden Utanmıyorlar Allah “Utandırmasın” dediler; duaları kabul oldu. Şimdi ise utanç, kayıp bir erdem gibi…

Bir zamanlar toplumumuzun temel taşlarından biri olan utanç duygusu, insanları hatadan döndüren, vicdanları diri tutan en önemli ahlaki mihenk taşıydı. İnsanlar bir hata yapmaktan, bir yanlışa düşmekten çekinir; Allah'a “Utandırmasın” diye dua ederlerdi. Bu dua, yalnızca bir dilek değil, aynı zamanda bir bilinç taşıyordu. Ancak bugün, bu duaların anlamı ve işlevi sorgulanır hale geldi.

Ne oldu da utanç, toplumumuzdan bu kadar uzaklaştı? Hataları örtmek, yanlışları meşrulaştırmak ve vicdanları susturmak yeni bir “normal” haline geldi. Yalan söyleniyor, aldatılıyor, emek gasp ediliyor, ama kimse yüzü kızararak özür dilemiyor. Hatta utanılacak şeyler övünç kaynağı olarak sunuluyor.

Utanç Bir Erdemdir

Utanç, insanı insan yapan duygulardan biridir. Yanlış bir şey yaptığımızda içimizde duyduğumuz sıkıntı, o yanlışı düzeltme güdüsü uyandırır. Ancak bu duygu, yerini “Her şey mubah” anlayışına bırakmış gibi görünüyor. İnsanlar, “Utanılacak ne var ki?” diyerek en büyük hataları bile savunabiliyorlar.

Bu durumun en büyük nedenlerinden biri, “Utandırmasın” duasının anlamını yitirmesi. Bu dua, bir ahlak düsturu olarak yerini sadece bir temenniye bırakmış durumda. “Allah utandırmasın” demek, aslında şunu içerirdi: “Beni öyle bir insan yap ki hatalarım yüzünden utanacak duruma düşmeyeyim.” Oysa şimdi, bu dua sadece sonuç odaklı bir dilek olarak algılanıyor: “Yaptıklarım ne olursa olsun, beni toplum önünde küçük düşürme.”

Dijital Çağın Utançsızlığı

Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, mahremiyet ve utanç duygusu arasındaki sınır daha da bulanıklaştı. İnsanlar, en özel anlarını bile sergilemekten çekinmiyorlar. Bir yanlış ya da hata yaptıklarında, bunun üzerini örtmek yerine, daha fazla görünür hale getiriyorlar. “Rezil oldum” demek yerine “İzlenme aldım” demek, yeni bir davranış biçimi haline geldi.

Utancın Geri Dönüşü Mümkün mü?

Peki, kaybettiğimiz bu utanç duygusunu geri kazanmak mümkün mü? Bunun için öncelikle bireysel ve toplumsal bir yüzleşme gerekiyor. İnsanlar hatalarının farkına varmalı, özür dilemenin ve hatadan dönmenin bir erdem olduğunu öğrenmeli. Medya, eğitim ve aile, bu konuda sorumluluk almalı.

Son olarak, dualarımızı yeniden anlamlandırmalıyız. “Allah utandırmasın” derken, bunu sadece başkalarının bizi yargılamasından korunmak için değil, kendimizle barışık ve vicdanımızla huzurlu bir hayat sürmek için istemeliyiz. Çünkü gerçek utanç, Allah'ın huzurunda mahcup olmaktır.

Eğer bu bilinci yeniden kazanabilirsek, utanç bir kez daha insanlığımızı koruyan güçlü bir erdem haline gelecektir. Belki o zaman, her yaptığını doğru sanan insanlar yerine, hata yapmaktan utanan ve hatalarından ders alan bir toplum olabiliriz.

Allah bizleri utandırmasın. Ancak, utanç duygusunu da yitirenlerden eylemesin.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski