Yeşil renk genellikle sakinlik, huzur ve büyüme duygularıyla ilişkilidir. Doğada yeşil, ağaçların, çimlerin ve yeşilliklerin rengidir ve duygularımız ve refahımız üzerinde derin bir etkisi olması şaşırtıcı değildir. Araştırmalar, yeşil ortamlara maruz kalmanın stres seviyelerini azaltabileceğini, ruh halini iyileştirebileceğini ve hatta kan basıncını düşürebileceğini göstermiştir. Ancak yeşilin psikolojik etkileri burada bitmiyor.
Tasarımda yeşil, uyum ve denge duygularını uyandırabilmesi için popüler bir renk seçimidir. Ambalajdan markalaşmaya kadar yeşil, tazelik, sağlık ve çevre dostu olma duygusunu iletmek için kullanılır. Ancak yeşilin gölgesinin algılarımızı da etkileyebileceğini biliyor muydunuz? Daha açık yeşil tonları sakinlik hissi yaratabilirken, daha koyu tonlar lüks ve sofistike duyguları uyandırabilir. Olasılıklar sonsuzdur ve yeşilin psikolojisini anlamak, tasarımcıların daha etkili ve ilgi çekici tasarımlar oluşturmasına yardımcı olabilir.
Peki, yeşilin gücünün arkasında ne var? Bir teori, beynimizin yeşile olumlu cevap vermek için kablolanmış olmasıdır, çünkü büyüme ve bolluk ile ilişkilidir. Doğada, yeşil yaşamı ve yenilenmeyi temsil eder ve bu bağlantı ruhumuza bağlanır. İster yemyeşil bir orman olsun, ister basit bir saksı bitkisi olsun, yeşil çevremizi dönüştürme ve ruhlarımızı yükseltme gücüne sahiptir. Yeşilin psikolojisini anlayarak, daha ilgi çekici, etkili ve duygusal olarak rezonant tasarımlar oluşturmak için gücünü kullanabiliriz.
Bahçelerde bulunabilecek ithal bitki çeşitleri arasında sedir, selvi, abanoz, nar, erik, gülağacı, müren, ardıç, meşe, dişbudak, köknar, mür, ceviz ve söğüt sayılabilir .[30]