Geleneksel eğitimin genellikle başarının anahtarı olarak görüldüğü bir dünyada, geleneksel olmayan yollarla büyüklüğe ulaşan sayısız birey vardır. Kendi kendini yetiştirmiş uzmanlardan tüm endüstrileri bozan yenilikçilere kadar, bu bireyler başarıya ulaşmak için tek bedene uyan bir yaklaşım olmadığını kanıtlamıştır. Eşsiz güçlü yanlarını ve tutkularını kucaklayarak, başarıya giden kendi yollarını oluşturabildiler ve başkalarına da aynı şeyi yapmaları için ilham verdiler.
Böyle bir kişi J.K. Rowling, Harry Potter serisinin yazarı. Refah içinde yaşayan bekar bir anne olmasına rağmen, Rowling'in kararlılığı ve yaratıcılığı, kızı uyurken yerel kafelerde serinin ilk kitabını yazmasına yol açtı. Yazmaya alışılmamış yaklaşımı ve risk almaya istekli olması, sonuçta tüm zamanların en başarılı yazarlarından biri olmasına yol açtı. Onun hikayesi, kendini keşfetmenin gücünün ve kişinin benzersiz güçlü yönlerini ve tutkularını kucaklamanın öneminin bir kanıtıdır.
Başka bir örnek, Apple'ın kurucu ortağı Steve Jobs'dur. Jobs üniversiteden ayrıldı, ancak tasarım ve inovasyon tutkusu onu zamanımızın en devrimci ürünlerinden bazılarını yaratmaya yöneltti. İşe alışılmamış yaklaşımı ve statükoya meydan okuma isteği, nihayetinde yaşama, çalışma ve iletişim kurma biçimimizi değiştiren küresel bir markanın yaratılmasına yol açtı. Hikayesi, başarının sadece geleneksel eğitime değil, kutunun dışında düşünme ve tutkularını kararlılık ve yaratıcılıkla sürdürme yeteneğine bağlı olduğunu hatırlatıyor.