Bir zamanlar, Çiçekler Vadisi'nde yaşayan küçük bir kız vardı

 


Bir zamanlar, Çiçekler Vadisi'nde yaşayan küçük bir kız vardı. Adı Lila idi. Lila, parlak pembe saçları ve rengarenk elbiseleriyle vadinin en neşeli çocuğuydu. Her gün yeni maceralara atılmayı severdi. 

Bir sabah, güneş ışıkları vadinin üzerinde parıldarken, Lila büyükannesinin evinden elma toplamak için yola çıktı. Elinde büyük, örgülü sepetiyle, vadinin çiçekli yollarında zıplayarak ilerledi. Yol boyunca kelebekler eşlik etti ona, rüzgar tatlı bir şarkı mırıldandı.

Lila, vadinin ortasındaki büyük elma ağacına ulaştığında, en kırmızı ve parlak elmayı seçmek için dallara uzandı. Ağaç, Lila'nın neşeli ruhuna karşılık verircesine, ona en güzel elmaları sundu. Lila, sepete elmalarını yerleştirirken, her bir elmanın parıltısı onu daha da mutlu etti.

Birden, ağacın dalları arasında minik bir kuş beliriverdi. Kuş, tatlı bir şarkı söyleyerek Lila'ya eşlik etmeye başladı. Lila, kuşun bu güzel şarkısıyla kendini dans ederken buldu. Sepet doldukça, Lila'nın mutluluğu da arttı.

Gün sonunda, Lila elma dolu sepetiyle büyükannesinin evine döndü. Büyükannesi, Lila'nın getirdiği elmaları görünce gülümsedi ve torununu sıkıca kucakladı. O akşam, Lila ve büyükannesi birlikte elmalı turta yaptılar ve Lila, turta pişerken yaşadığı macerayı anlattı.

Lila, o günün sonunda, Çiçekler Vadisi'nde bir ağacın altında minik bir kuşla dans etmenin ne kadar özel olduğunu bir kez daha anladı. Her gün, hayatın küçük mucizelerini keşfetmek için sabırsızlanıyordu.

Böylece Lila, her yeni günün yeni maceralar getirdiğine inanarak mutlu bir şekilde uykuya daldı.

Ertesi sabah, Lila gözlerini açtığında yine bir maceraya atılmak için sabırsızlanıyordu. Büyükannesinin elmalı turta kokusu, evin içinde dolaşıyordu. Kahvaltıdan sonra, büyükannesi Lila’ya heyecan verici bir haber verdi: Ormanın derinliklerinde gizli bir çilek tarlası olduğunu duymuştu.

Lila'nın gözleri parladı. Hemen hazırlık yapmaya başladı; sepetini aldı, renkli elbisesini giydi ve büyükannesine veda ederek ormana doğru yola çıktı. Yol boyunca, vadinin çiçekleri arasında zıplayarak ilerledi ve kuşların şarkılarına kulak verdi.

Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, ağaçların yaprakları arasında parıldayan ışık huzmeleriyle karşılaştı. Bir süre sonra, devasa bir çilek tarlası gözlerinin önüne serildi. Kocaman, parlak kırmızı çilekler her yerdeydi. Lila sevinçle sepetini doldurmaya başladı.

Çilek toplarken, birden kulağına tanıdık bir ses geldi. Bu, dün ağaçta şarkı söyleyen minik kuşun sesiydi. Kuş, Lila'nın etrafında uçuşarak ona eşlik ediyordu. Lila, kuşla konuşmayı denedi ve ona "Beni takip et, daha fazla sürpriz var!" dediğini düşündü. 

Kuşun peşinden giden Lila, bir süre sonra ormanın ortasında parlayan bir gölet buldu. Göletin suları kristal kadar berraktı ve kenarında rengarenk çiçekler açmıştı. Lila, burada kısa bir mola verdi ve göletin kenarına oturup dinlenirken çileklerinden yemeye başladı.

Aniden, göletin sularında bir parıltı fark etti. Eğilip daha yakından baktığında, suyun içinde küçük bir peri gördü. Peri, Lila'ya gülümseyerek el salladı. Lila şaşkınlıkla, "Merhaba, sen de kimsin?" diye sordu.

Peri, "Ben Gölet Perisi Lila. Bu göletin koruyucusuyum. Çilek tarlasını bulup, dostumuz kuşla buraya gelmeyi başardığın için sana teşekkür ederim. Doğanın güzelliklerini keşfetmeyi ve korumayı bilen birini görmek beni çok mutlu etti," dedi.

Lila ve Gölet Perisi uzun süre sohbet ettiler. Peri, Lila'ya doğanın sırlarını ve büyülü hikayeleri anlattı. Lila, her yeni bilgiyle büyülendi ve bu anın sonsuza kadar sürmesini diledi.

Gün batımına yakın, Lila vedalaşmak zorunda kaldı. Gölet Perisi ona bir parıltılı taş hediye etti ve "Bu taş, doğanın gücünü ve sevgisini simgeler. Ne zaman yardıma ihtiyacın olursa, onu kalbine yakın tut," dedi.

Lila, sepeti çileklerle dolu ve kalbi yeni dostluklarla ısınmış bir şekilde eve döndü. Büyükannesi onu kapıda karşıladı ve Lila, başından geçenleri heyecanla anlattı. O gece, Lila kalbine yakın tuttuğu parıltılı taşla uykuya daldı, doğanın mucizeleriyle dolu yeni maceralar hayal ederek.

Ve böylece, Lila’nın Çiçekler Vadisi’ndeki maceraları bitmek bilmedi. Her gün, yeni bir keşif ve yeni bir arkadaşlık getirdi. Hayatın küçük mucizelerini keşfetmekten asla vazgeçmedi. Devamı 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski