Çiçekler açar meralarda, neşeyle koşardım , Renk renk buketler toplardım, sevgiyle dolardım.

 Çiçekler açar meralarda, neşeyle koşardım ,

Renk renk buketler toplardım, sevgiyle dolardım.
Anama papatyalar, babama sarı çiçek,
Gülümserdi yüzleri, mutlulukla dolardı ev.

Betonlar arasında da bulurdum hayatı,
Küçücük bir saksıda, yeşerirdi umutlarım.
Birkaç çiçek resmiyle, süslerdim odamı,
Rüyalarıma taşırdım o bahçeleri adım adım.

Şehrin gri duvarları, saklar mı çocuk sesini?
Maviliklere uzanır, pencereden gözlerim.
Bir çiçek açar içimde, her bahar yeniden,
Anılar canlanırken, çocukluğumun izinde.

Apartman dairesinde, daralsa da dünyamız,
Hayaller genişletir, sınırları aşarız.
Bir çiçek resmi ile, yaşamakta direniriz,
Her köşede bir umut, her anıda bir tebessüm var.

Çiçekler açan meralar, hala aklımda,
Koşarken rüzgarla, özgürlüğü tadardım.
Annen ve baban için, toplardım en güzelini,
Şehrin betonlarına inat, çiçekler açardım.

Çocukluğum hapisti , çiçeklerle özgürdü,
Daracık daire, hayallerle genişlerdi.
Birkaç çiçek resmiyle başlar, sonsuzluğa erişirdim.
Her tuval bir bahçe, her renk bir hayat biçerdi.



**Çocukluk Bahçeleri: Betonlar Arasında Açan Çiçekler**

Çocukluğumuz, hayatımızın en renkli ve en saf dönemidir. Şehrin gri betonları arasında bile, bir çocuğun gözünde her zaman bir bahçe gizlidir. 

Betonlar ve Bahçeler: Çocukluğun İki Yüzü

Şehir hayatı, genellikle beton yığınları ve dar apartman daireleriyle özdeşleşir. Ancak çocuklar için bu gri dünya, hayal güçleri sayesinde sonsuz bir oyun alanına dönüşebilir. Bir çocuğun elinde, en küçük bir saksı çiçeği bile bir ormanın başlangıcı olabilir. Çocuklar, çiçeklerle dolu meralarda koşmanın hayalini kurarken, aslında kendi iç dünyalarında birer bahçe yaratırlar.

Çiçeklerin Dili: Doğa ile İletişim

Çiçekler, çocuklar için sadece renkli objeler değil, aynı zamanda duyguların ve düşüncelerin bir ifadesidir. Bir çocuk, annesi ve babası için topladığı çiçeklerle sevgisini, saygısını ve minnettarlığını ifade eder. Şehrin ortasında, bir balkon köşesinde açan bir çiçek, çocuk için büyük bir mutluluk kaynağı olabilir. Çiçekler, çocukların duygusal dünyasını zenginleştirir ve onlara doğa ile iletişim kurma fırsatı verir.

Hayal Gücü: Betonlar Arasında Yeşeren Umut

Çocukların hayal gücü, sınırları aşan bir güçtür. Dar bir apartman dairesinde bile, bir çocuğun hayal gücü sayesinde çiçekler açabilir. Çocuklar, çiçek resimleriyle odalarını süsleyerek, beton duvarları birer tuval haline getirirler. Bu sayede, şehrin gri dünyasında bile umut yeşertirler.

Doğanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Çocuklar ve çiçekler, doğanın en saf halleridir. Şehrin betonları arasında bile, çocukların doğa ile olan bu saf bağı korunabilir ve geliştirilebilir. Çocukların hayal gücü ve çiçeklerin doğal güzelliği, şehir hayatının gri tonlarına renk katar. Çocukluk bahçeleri, betonlar arasında açan çiçeklerle her zaman hayat bulur.


**Meraların Çocuğu: Beton Ormanında Bir Çiçek**

Bir zamanlar, yüksek binaların gölgesinde kalan küçük bir şehirde, minik bir çocuk yaşardı. Adı Elif'ti ve o, beton ormanının ortasında bir çiçek gibi açmayı başarmıştı. Elif'in en büyük hayali, şehrin dışındaki geniş meralarda koşmak ve rengarenk çiçekler toplamaktı. Ancak, daracık apartman dairesinde büyüyen Elif için bu sadece bir hayaldi.

Her gün okuldan eve dönerken, Elif apartmanın yanındaki boş arsaya uğrardı. Burası, şehrin gri betonları arasında kalmış küçük bir yeşil alandı. Elif, bu alanda kendine küçük bir bahçe yapmıştı. Her gün, okuldan getirdiği su şişesiyle çiçeklerini sulardı. Bu çiçekler, Elif'in hayallerinin tohumlarıydı.

Bir gün, Elif'in sınıfına yeni bir öğretmen geldi. Öğretmen, çocuklara doğanın önemini ve onunla nasıl bağ kurabileceklerini anlatıyordu. Elif, öğretmenin anlattıklarını büyük bir merakla dinledi. Öğretmen, hafta sonu için bir sınıf gezisi düzenleyeceğini söyledi. Gezinin yeri, Elif'in hayalini kurduğu meralardı.

Hafta sonu geldiğinde, Elif ve arkadaşları otobüse bindiler. Şehrin dışına çıktıkça, binalar yerini yeşil alanlara bıraktı. Elif, pencereden dışarı bakarken gözleri parladı. Meralara vardıklarında, öğretmen çocuklara çiçeklerin isimlerini ve onların doğadaki rolünü anlattı. Elif, öğretmenin her sözünü aklına kazıyordu.

Öğle yemeği için mola verdiklerinde, Elif arkadaşlarıyla birlikte çiçek toplamaya başladı. Her bir çiçek, onun için bir hazineydi. Elif, annesi ve babası için en güzel çiçekleri seçti. Onlar için hazırladığı buket, şehrin gri betonlarına inat, renk ve umut doluydu.

Günün sonunda, Elif eve döndüğünde annesi ve babasına buketi verdi. Onların yüzündeki mutluluk, Elif'in içini ısıttı. O gün, Elif anladı ki; şehrin betonları arasında bile, doğa ile bağ kurmak mümkündü. Ve o günden sonra, Elif her fırsatta meralara gitmeye ve doğayla iç içe olmaya karar verdi.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski