Bu teoriye göre, bilinç duygularımızla başlar. Duygularımız, beyindeki nöronlar arasındaki bağlantılarla oluşur ve bu bağlantılar daha sonra bilincin temelini oluşturur.

 Bilinç konusu, nörobilim, psikoloji ve felsefe alanlarında uzun süredir tartışılmaktadır. Bilim insanları ve filozoflar, bilincin doğasını anlamak için yüzyıllardır çabalıyorlar. Ancak, son zamanlarda bazı araştırmalar, bilincin düşünmekle değil, hissetmekle başladığına dair bir teori öne sürmektedir.

Bu teoriye göre, bilinç duygularımızla başlar. Duygularımız, beyindeki nöronlar arasındaki bağlantılarla oluşur ve bu bağlantılar daha sonra bilincin temelini oluşturur. Yani, hissetmek, düşünmekten önce gelir.

Bu fikrin arkasındaki argüman, düşüncelerimizin ve kararlarımızın nereden geldiğini anlamak için duygularımızın rolüne odaklanmaktadır. Araştırmalar, duygularımızın, bize seçimler yapmak ve belirli bir davranış şekli sergilemek için gereken motivasyonu sağladığını göstermektedir. Bu nedenle, bilinçli düşüncelerimizin ardındaki gerçek motivasyonun kaynağı, hissettiğimiz duygulardır.

Bilinç konusunda bu yeni teori, insanların genellikle düşüncelerinin bilincin kaynağı olduğuna inanması nedeniyle tartışmalıdır. Ancak, bu fikir, psikoloji ve nörobilim alanındaki son araştırmalarla desteklenmektedir. Örneğin, beyindeki duygu merkezlerindeki aktivitelerin, bilinçli düşüncelerimizden önce gerçekleştiği bulunmuştur.

Sonuç olarak, bilinç konusu hala tartışmalı bir konudur ve bu yeni teori de tartışma yaratacaktır. Ancak, duygularımızın bilincin temeli olduğunu düşünenler için, hissetmek, düşünmekten önce gelir. Bu teori, insan psikolojisi ve beyin işleyişi hakkında daha fazla anlayış sağlamak için ilginç bir konudur



Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski